All official European Union website addresses are in the europa.eu domain.
See all EU institutions and bodiesGezegenimiz için bir şey yap, sadece gerektiğinde bu sayfayı yazdır. Eğer milyonlarca insan aynısını yaparsa, küçük bir hareket bile çok büyük bir fark yaratabilir!
Çoğu insana uzak bir konsept olmasa da, döngüsel ekonomi fikri soyut bir kavram olarak kalmaya devam ediyor. ‘Yeşile geçiş’ dünya çapında popülaritesi gittikçe artan bir tema da olsa, sürdürülebilir bir gelecek temin edebilmek ve uzun vadede refahımızı güvenceye alabilmek için ileride yaşam tarzımızda yapmamız gereken daha büyük çaplı değişikliklerden çoğu insan henüz haberdar durumda değil.
Geçtiğimiz ay Avrupa Çevre Ajansı (AÇA), son ‘Air quality in Europe’ (Avrupa’da hava kalitesi) raporunu yayımladı ve bu rapor gösterdi ki, Avrupa’da hava kalitesi yavaş yavaş iyileşme gösterse de, hava kirliliği en büyük sağlık risklerinden biri olmaya devam ediyor. AÇA hava kalitesi uzmanı Alberto González Ortiz ile oturduk, rapora ait bulguları ve uydu görüntülerinin hava kalitesi araştırmalarında nasıl kullanıldığını konuştuk.
İklimimiz değişiyor. İklim değişikliği hızını sınırlandırmak için, sera gazı emisyonlarını azaltmak ve aynı zamanda, bugüne ve geleceğe yönelik etkilere hazırlanmamıza yardımcı olacak tedbirler almak zorundayız. Bu tedbir kanallarının her ikisi de, yatırımların benzeri görülmemiş biçimde yeniden yönlendirilmesini gerektirmektedir. Bu durum, Paris ve yakın zamanda Marakeş’te gerçekleştirilen iklim konferansları tarafından kabul edildi. Finans sektörü Avrupa’nın düşük karbonlu ve iklim değişikliğine dirençli bir topluma dönüşümünde kritik bir rol oynayabilir ve oynayacaktır da.
Modern toplum ürünlerin ve insanların hareketine dayalıdır, fakat mevcut taşımacılık sistemlerimizin insan sağlığı ve çevre üzerinde olumsuz etkileri vardır. Elektrikli araçlar hakkında hazırlanan bir raporun proje yöneticisi olan Magdalena Jóźwicka ile araçlar için konvansiyonel yakıtlara alternatif olarak elektrik kullanmanın çevresel avantajları ve zorlukları hakkında konuştuk.
Paris'te geçen Aralık ayında dünya, kendine iddialı bir hedef koydu: küresel ortalama sıcaklık artışını 2 derecenin mümkün mertebe altında ve endüstri öncesi düzeylerin 1,5 derece üzerinde sınırlamak. Bu ayın başlarındaki G20 zirvesinde, Çin ve Amerika Birleşik Devletleri Paris anlaşmasına resmi olarak bağlılıklarını bildirdiler. Bu, sera gazı emisyonlarını kesmeye ve küresel ısınmayı sınırlamaya yönelik uluslararası çaba için önemli bir ileri adımdır. Ancak, imza sahibi ülkeler tarafından şimdiye kadar verilen mevcut azaltma taahhütleri bu iddialı hedefi karşılamak için yeterli değildir.
Avrupa’nın fosil yakıtlara olan bağımlılığını azaltmaya yönelik çabaları kapsamında gittikçe daha önemli bir rol oynayan yenilenebilir enerji kaynaklarının geleceği parlak görünmektedir. Avrupa Çevre Ajansında enerji uzmanı olan Mihai Tomescu ile temiz enerji bağlamındaki fırsatlar ve zorluklar hakkında konuştuk.
Avrupa’daki çevreyle ilgili verilerin manzarası, son kırk yıldır önemli ölçüde değişmiştir. Çevresel degradasyonun karmaşık niteliği, daha fazla sistemik analizi ve bunun zeminini oluşturmaya yönelik verileri gerektirmektedir. Son yıllarda sistemik analizler, Avrupa Çevre Ajansı (AÇA) tarafından yapılan çalışmalarda gittikçe artan bir oranda yer almıştır. AÇA, ortaya çıkan sorunları tanımlamaya ve Avrupa’da çevreyle ilgili bilgi birikiminin genişletilmesine yardımcı olmaya devam edecektir.
Şu anki kaynak kullanımımız sürdürülebilir değil ve bu durum gezegenimize baskı yapmakta. Atık yönetiminin ötesine geçerek ve eko tasarıma, yeniliğe ve yatırımlara odaklanarak döngüsel ve yeşil bir ekonomiye geçiş yapmamız gerekiyor. Araştırma yalnızca üretimdeki yenilikleri değil, aynı zamanda iş modellerini ve finansman mekanizmalarını da destekleyebilir.
Avrupa’daki ormanlar bize temiz hava, temiz su, doğal karbon depolama, kereste, yiyecek ve diğer ürünler olmak üzere bir çok yarar sağlar. Aynı zamanda, pek çok canlı türüne ve doğal ortama ev sahipliği yaparlar. Avrupa Çevre Ajansı’nda orman ve çevre uzmanı olan Annemarie Bastrup-Birk ile Avrupa ormanlarının yüzleştiği zorluklar üzerine konuştuk.
AÇA'nın yıllık Ulaşım ve Çevre Raporlama Mekanizması'nın (TERM) 2015'teki son yayını ve uluslararası camiada dikkatlerin halen devam etmekte olan araç emisyonları skandalına odaklanması ile, AÇA'nın TERM koordinatörü Alfredo Sánchez Vicente ile konuştuk.
Paris'te 195 ülke tarafından mutabık kalınan iklim anlaşması, bu türden ilk evrensel ve hukuken bağlayıcı anlaşma olma özelliğini taşımaktadır. Paris anlaşması uzun yıllar süren hazırlık ve görüşmelerin ve iklim değişikliğinin mevcut ve potansiyel etkileriyle mücadele ihtiyacına dair farkındalığın artmasının bir sonucudur. Düşük karbonlu ve iklim değişikliğine dirençli bir dünya inşa etmeye yönelik önemli ve umut verici bir adımdır. Aynı zamanda politika belirleyicilerine ve işletmelere fosil yakıtlardan uzaklaşma, temiz enerji ve uyum faaliyetlerine yatırım yapma hususunda açık bir mesaj göndermektedir.
Arazi ve toprak doğal sistemler ve insan için vazgeçilmezdir, ancak insan faaliyetleri toprak da dahil tüm arazi kaynaklarının işleyişini tehdit etmektedir. Bunun sebebi nedir? Avrupa bunu önlemek için ne yapıyor? 2015 Uluslararası Toprak Yılı nedeniyle Avrupa Çevre Ajansı'nda toprak değerlendirme ve raporlama proje yineticisi olarak görev yapan Geertrui Louwagie'ye bu soruları yöneltiyoruz.
Yeşil altyapı çevresel, sosyal ve ekonomik sorunlara cazip çözümler sunar; bu nedenle farklı politika alanlarına tamamen entegre edilmelidir. AÇA, iklim değişiklikliğinin sebep olduğu doğal afetlerin etkilerini azaltmada yeşil altyapının rolü hakkında bir rapor yayımlamaya hazırlandığı için, bölgesel çevre, politika ve ekonomik analiz proje yöneticisi ve raporun başyazarı Gorm Dige ile bir görüşme gerçekleştirdik.
Bu yıl ağustos ayında, 190'dan fazla ülke Birleşmiş Milletler'in Sürdürülebilir Kalkınma ile ilgili 2030 Gündemi üzerinde uzlaştı. Ve bu ayın sonunda, Devlet Başkanları New York'ta Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ve Amaçları'nın yanısıra söz konusu gğndemi de onaylayacaklar. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SKH), öncekilerin aksine, hem gelişmekte olan hem de gelişmiş ülkeleri kapsamakta ve sürdürülebilir kalkınma ile ilgili daha geniş kapsamlı konulara odaklanmaktadır. 17 SKH'nin çoğu çevre, kaynak kullanımı ve iklim değişimi ile ilgili unsurları içermektedir.
Avrupa, gıdayı yeterli miktarlarda üretmek için, çevremizi ve sağlığımızı etkileyen yoğun tarıma dayalı bir uygulama sürdürüyor. Peki Avrupa, gıda üretimi için daha çevre dostu bir yöntembulabilir mi? Bu soruyu, Avrupa Çevre Ajansı’na bağlı, kaynak kullanımının çevre ve insan sağlığı üzerinde etkisi konusunda çalışmalar yapan birimin başında olan Ybele Hoogeveen'e sorduk.
Avrupa ekonomisi, 2008’de başlayan ekonomik krizin etkilerini günümüzde hala yaşamaktadır. İşsizlik ve maaş kesintileri milyonlarca insanı etkilemektedir. Dünyanın en zengin ekonomik alanlarından birinde yeni mezunlar iş bulamıyorken, çevre konusunu mu tartışmalıyız? Avrupa Birliği’nin yeni çevre eylem programı tam olarak bunu yapmaktadır ama tek yaptığı bu değildir. Aynı zamanda çevreyi, sağlığımızın ve ekonomimizin bütünleyici ve ayrılmaz bir parçası olarak tanımlamaktadır.
"İyi haber, son yıllarda çeşitli hava kirleticilere maruziyet açısından koşulların büyük ölçüde iyileşmiş olmasıdır," diyerek söze başlıyor AÇA'da hava kalitesi değerlendirmesi ve veri raporlama alanında çalışan Valentin Foltescu, "Fakat en belirgin azalma oranlarını sağladığımız yerlerde, insan sağlığına ve çevreye en fazla zararı bu kirleticiler vermemektedir." Valentin'e AÇA'nın hava kalitesi konusunda neler yaptığını ve en son verilerin neler söylediğini sorduk.
Sürekli değişmekte olan bir dünyada yaşıyoruz. 2050 yılına kadar küresel sürdürülebilirliği sağlamak için, süre gelen bu değişimleri nasıl yönlendirebiliriz? Ekonomi ile çevre, kısa vade ile uzun vade arasındaki dengeleri nasıl sağlayabiliriz? Cevap, sürdürülebilir olmayan sistemlere kendimizi bağlamadan geçiş sürecini nasıl yönettiğimize bağlıdır.
Nüfus artışı, kentleşme ve ekonomik gelişim ile birlikte, tüm Avrupa’da kentsel bölgelerdeki tatlı su ihtiyacı artmaktadır. Aynı zamanda, iklim değişikliği ve çevre kirliliği de kent sakinleri için mevcut su kaynaklarını etkilemektedir. Avrupa’daki şehirler, kent sakinlerine temiz tatlı su sağlamaya nasıl devam edebilir?
Yaşamak için yiyeceğe ve yiyeceklerimizi üretmek için de temiz tatlı suya ihtiyacımız var. Bir yanda iklim değişikliği diğer yanda insan faaliyetlerinden kaynaklanan artan talep sonucunda, özellikle güneyde yer alan birçok bölge, ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli miktarda tatlı su bulma mücadelesi vermektedir. Doğayı temiz suya muhtaç bırakmadan yiyeceklerimizi yetiştirmeye nasıl devam edebiliriz? Tarımda suyun daha etkili bir şekilde kullanılması, bu sorunun çözümüne kesinlikle katkı sağlayacaktır.
For references, please go to https://eea.europa.eu./tr/articles/all-articles or scan the QR code.
PDF generated on 2024.11.22 21:28
Engineered by: AÇA Web Ekibi
Software updated on 26 September 2023 08:13 from version 23.8.18
Software version: EEA Plone KGS 23.9.14
Belge İşlemleri
Diğerleri ile paylaşın