sonraki
önceki
öğeler

Article

Avrupa’da kimyasal maddeler: insan sağlığına ve çevreye etkilerini kavramak

Dili değiştir
Article Yayınlandı 15.06.2017 Son değiştirilme 06.12.2022
Zararlı kimyasallara maruz kalmanın insan sağlığı ve çevre üzerinde olumsuz etkileri olduğu biliniyor. Küresel kimyasal üretimin yükselişte olduğu ve yeni kimyasalların geliştirilerek kullanıma alındığı göz önünde bulundurulursa, neyin emniyetli olduğunu nasıl bilebiliriz? Kimyasal maddeler AÇA uzmanı Xenia Trier ile, Avrupa’da kimyasalların güvenli kullanımına ilişkin farklı sorunlara ve bunlara ait yan etkileri azaltmak için Avrupa’nın neler yaptığına dair konuştuk.

Kimyasalların insan sağlığı ve çevre üzerindeki etkilerine dair temel kaygılar nelerdir?

Kimyasal kirliliğin bariz bir şekilde yaşandığı on-yirmi yıl öncesine kıyasla çok uzun bir mesafe kat etmiş durumdayız ve şimdi AB’de, çoğu zararlı maddeye karşı çok daha iyi bir korunmaya sahibiz. Ancak 1950 ila 2000 yılları arasında kimyasalların küresel üretim hacmi 50 kattan daha fazla artış gösterdi ve dünya çapında her geçen gün çok sayıda yeni kimyasal madde kayıt altına alınıyor. Bu çevre ve insanlar üzerinde genel kimyasal baskıyı ve dolayısıyla tahribat riskini artırır. Hem içeride hem de dışarıda zararlı kimyasallara maruz kalmak, bir insanda solunum yolları ve kardiyovasküler hastalıklar, alerjiler ve kanser dahil sağlık bakımından çok sayıda rahatsızlığa neden olabilir.

Benzer bir şekilde vahşi doğa ve eko sistemler, zirai ilaçların kullanımı ve kalıcı kirleticilerin birikmesi gibi etkenlerden etkileniyor. Oldukça zaman alan ve maliyetli testler yapılmasına rağmen maruz kalınan etmenlerin tümünü kapsamıyor. Deneyimlerimize dayanarak eskiden güvenli olduğunu düşündüğümüz bir şeyin daha sonra tahribata neden olan etkilerinin olduğu ortaya çıkabiliyor. Burada aşılması gereken temel zorluk, kimyasalların yan etkilerini asgariye indirirken aynı zamanda insani ve ekonomik faydalarını da muhafaza etmektir.

Şu anda kullanımda olan ve endişe etmemizi gerektiren kimyasallar var mı?

Geçmişte yapılan çalışmaların çoğu zararlı olduğu düşünülen tekil maddelere odaklanmıştı. Sorun şu ki, herhangi bir maddenin zararlı olup olmadığını kanıtlamak için yeterli veriye sahip olana dek çok uzun süre geçebilmekte ve bu arada bu kimyasallar çevreye yayılmış olmaktadır. Petrol ve bir takım zirai ilaçlarda kurşun sorununun ele alınması, bu tür müdahalelere örnek olarak verilebilir. Zaman zaman yeni ikame edilen kimyasallar da, başka şekillerde de daha kötü sonuçlar doğurabiliyor.

Diğer bir sorun da şu ki, kimyasal madde karışımları ve bunların nasıl birlikte hareket ettiklerine dair giderek büyüyen bir endişe var. Kimyasalların değerlendirilmesi sırasında genellikle bunlar göz önünde bulundurulmaktadır. Ayrıca şunu da biliyoruz ki, toplum grupları (örneğin kronik rahatsızlığı olan çocuk ve yetişkinler) kimyasallara karşı diğerlerine kıyasla daha savunmasızdırlar.

Dahası  bazı kimyasal maddelerin o an için etkileri olmasa bile, hayatın sonraki aşamalarında hastalıklara yol açabilmektedirler. Buna örnek olarak doğurganlığı azaltan, yüksek kolesterol ve obeziteye neden olan endokrin hormonu bozucuları gösterilebilir. Bazı kimyasallar çok düşük dozlarda etki ederken, diğerleri sağlık sorunlarına yol açacak kritik düzeylere ulaşıncaya kadar tespit edilmeden kalabilir. Sonuç olarak, hem insan hem de eko sistemler üzerinde genel kimyasal baskının etkilerine dair bilgimiz halen çok sınırlı. 

AB kimyasallar sorununun üstesinden gelebilmek için ne yapıyor?

AB vatandaşlarını korumak için birçok cephede çalışmalar gerçekleştiriyor. Belki dünyanın en ileri düzeyli kimyasal yasası olan ve şu anda yeninden gözden geçirilen REACH yasasına sahibiz. Avrupa Komisyonu da kimyasallara dair yasaları yeniden uygunluk kontrolünden geçiriyor. Avrupa Parlamentosu döngüsel ekonomide kimyasal karışımları ve temiz materyal döngüleri sorununu ele aldı. Bununla bağlantılı olarak Komisyon, toksik olmayan bir çevre için strateji geliştirmeye çalışmaktadır.

Ek olarak bazı AB ajansları, kimyasalların farklı yönleri üzerinde duruyor. Helsinki’deki Avrupa Kimyasallar Ajansı, REACH yasasının uygulanmasını desteklemekte ve Parma’daki Avrupa Gıda Güvenliği Ajansı da yemeklerimize girebilecek maddeleri araştırmaktadır. İlaçların güvenli olup olmadıkları üzerine çalışmakta olan bir AB ajansımız bulunmaktadır. Ayrıca, vatandaşların kimyasallara fiili olarak maruz kalması konusunda daha iyi bilgi edinebilmek etmek için insan biyolojisinin gözlemlenmesine dair yeni bir özel inisiyatife de sahibiz. Bu çerçevede çok çalışmalar yapılmasına rağmen yeni sorular ortaya çıkmaktadır: çok sayıda kimyasalla uğraşırken sorununun üstesinden gelmek için doğru araçları kullanıyor muyuz? Ürün ve kimyasalların yaşam döngüsüne bakmak için daha fazlasını yapabilir miyiz?

İnsan biyolojisinin gözlemlenmesi inisiyatifi nedir?

AÇA’nın da bir parçası olduğu Avrupa İnsan Biyo-İzlem İnisiyatifi (HBM4EU), kaynağı her ne olursa olsun özellikle AB vatandaşlarının kimyasallara maruz kalmasını inceliyor. Plana göre, kan numuneleri toplanarak ve analiz edilerek lokal veya bölgesel düzeyde kimyasallara maruz kalınan yoğun noktalar olup olmadığı, hangi kimyasallara maruz kaldığımız ve bazı nüfus gruplarının diğerlerine kıyasla daha fazla maruz kalıp kalmadığı tespit ediliyor. Bu bilgi, kirlilik kaynaklarının yerini tespit etmeye yardımcı olmalı, siyasetçilerin öncelikleri ve müdahale hedefleri belirlemeleri için araç işlevi görmelidir.

Projenin bir diğer öğesi de, vatandaşlara kimyasallar hakkında sağlam ve gerçeğe dayalı bilgiler sunmaktır. Geçmişte özellikle Kuzey Avrupa’da gördük ki, vatandaşların, örneğin sivil toplum kuruluşları aracılığıyla etkin skatılımı, işletmeler ve siyasetçiler ile diyalog ve işbirliğini geliştirebilmektedir ki pozitif bir değişim için ihtiyaç duyulan da budur.

AÇA kimyasallar ve çevre bağlamında başka ne yapıyor?

AÇA kimyasalların çevre ve insan sağlığına etkisi hakkında bilgi inşa etme konusunda oldukça geniş bir rol üstleniyor. Bununla birlikte döngüsel ekonomide atık önleme ve yönetim konularında da rol sahibidir.

Aynı zamanda, farklı tematik alanlarda yaptığımız işlerin çoğu da kimyasallarla bağlantılıdır. Örneğin hava kirliliğine, sektör emisyonlarına, sera gazlarına, ozon tabakasını incelmesine, su ve toprak kirlenmesine büyük ölçüde kimyasallar neden oluyor. Bunların birkaçı için gösterge çizelgeleri oluşturarak araştırmacıların, siyasetçilerin ve kamunun erişimine açık kimyasallara dair veriler oluşturmaya yardımcı oluyoruz. Bu, web sitemiz ve Kimyasal İzleme Bilgi Platformu (IPCHEM) gibi araçlar üzerinden yapılmaktadır. Genel açıdan bakıldığında bu alanda oldukça mütevazi bir oyuncuyuz, ancak inanıyorum ki daha geniş bağlamda (örneğin Avrupa çapında döngüsel, düşük karbonlu ekonomiye geçişte kimyasalların nasıl bariyer ya da tetikleyici görevi üstlendiği konusunda) önemli bir rol oynayabiliriz.

Xenia Trier

AÇA Kimyasal Uzmanı

AÇA Bülteni, sayı 2017/2, Haziran 2017'de yayınlanan röportaj.

Permalinks

Geographic coverage

Temporal coverage

Topics

Belge İşlemleri