sonraki
önceki
öğeler

Article

2030 Avrupasına Doğru: dayanıklı doğa, sürdürülebilir ekonomi ve sağlıklı yaşamlar

Dili değiştir
Article Yayınlandı 05.10.2020 Son değiştirilme 11.05.2021
6 min read
Photo: © Javier Arcenillas, REDISCOVER Nature/EEA
COVID-19 salgını, toplumlarımızın ve ekonomilerimizin büyük bir şok karşısında ne kadar kırılgan olabileceğinin net bir örneğini sunuyor. Çevresel bozulma ve iklim değişikliğinin bu tür şokları daha sık ve daha şiddetli hale getirmesi bekleniyor. Belirsizlik ve çeşitli zorluklarla karşı karşıyayken, uygulanabilir tek seçeneğimiz, bu kritik dönemde aldığımız her kararın bizi sosyal ve sürdürülebilirlik hedeflerimize yaklaştırmasını sağlamak.

Önümüzdeki aylar, kurtarma ve yatırım planlarının belirlenmesi açısından kritik öneme sahip olacak. Bu tartışmalara katkıda bulunmak için, uzmanların bilgi ve görüşlerini daha geniş kitlelere ulaştırmayı amaçlayan bir dizi çevrimiçi tartışma düzenliyoruz. Değişim, bir şekilde  gerçekleşecek. Bu yoldaki her kararın bizi sürdürülebilirliğe bir adım daha yaklaştırdığından emin olmalıyız. 

Hans Bruyninckx, AÇA İcra Direktörü

COVID-19 salgını ezber bozucu bir durum oldu. Dünya daha önce savaşlar, ekonomik ve mali krizler, orman yangınları, yiyecek kıtlığı ve göç dalgaları ile yerel ve mevsimsel salgınlara şahit oldu. Ancak bu salgın, şimdiki nesillerin daha önce yaşadığı hiçbir şeye benzemiyor:tüm dünyaya yayıldı, doğrudan veya dolaylı olarak, milyarlarca olmasa da milyonlarca insanı etkiledi, toplumları eve kapattı, sınırları kapattı ve tüm sektörleri durma noktasına getirdi - ve tüm bunlar birkaç ay içinde oldu.

Avrupa'daki birçok ülkenin COVID-19 ile savaşmak için ev tecritleri uygulamasının üzerinden altı ay geçti. Bu büyük ve ani değişimin beraberinde getirdiği ilk şoktan sonra toplumlar hala virüsü ve etkilerini tam olarak anlamaya ve bu etkileri hafifletmek için çözümler bulmaya çalışıyor.

Sağlık üzerinde eşitsiz etkiler

Koronavirüsün insanları etkileme şekli değişiklik gösteriyor. Yaşlılar veya önceden sağlık sorunları ve hastalıkları olanlar gibi savunmasız grupların daha ciddi risk altında oldukları görülüyor.

Yine aynı savunmasız insanlar, çevresel sağlık tehlikelerinden, özellikle de kötü hava kalitesinden daha fazla etkilenmektedir. Hava kirleticilerine ve diğer kirleticilere - düşük konsantrasyon seviyelerinde olsa dahi -uzun süre maruz kalmak insan sağlığına zarar verebilir ve kronik hastalıklara neden olabilir, bu da insanları mevcut ve COVID-19 gibi yeni hastalıklara karşı daha savunmasız hale getirir.

Sağlıklı çevre, sağlıklı yaşamlar “ hakkındaki son raporumuz, Avrupa'daki her sekiz ölümden birinin kalitesiz çevre koşullarıyla ilişkilendirilebileceğini vurgulamaktadır. Rapor, aynı zamanda, hem Avrupa genelinde hem de ülkelerin içinde sağlık etkileri açısından eşitsizliklere dikkat çekiyor. Çevre kirliliğinin azaltılması ve temiz bir çevreye erişimin sağlanması, hastalık yükünü azaltabilir ve insanların daha sağlıklı yaşam sürmelerine yardımcı olabilir.

Doğal alanların korunması

COVID-19, zoonotik bir hastalıktır. Hayvan türlerinden insanlara sıçrayan yeni bir virüstür. Bu tür sıçramalar büyük bir olasılıkla doğal alanlarda insan faaliyetlerinin genişlemesinin sonucu olarak   veya yoğun et üretim tesislerinde insan ve hayvan arasındaki yoğun etkileşimlerden veya vahşi türlerin insan tüketimi için yakalanması yoluyla vahşi hayvanların  insan popülasyonları ile yakın teması söz konusu olduğunda meydana gelir.

 

COVID-19, daha geniş çevresel bozulma ile bunun sağlığımız ve refahımız üzerindeki somut etkileri arasındaki bağlantıları görmek açısından sadece bir örnektir. Geçtiğimiz birkaç gün içinde, Biyolojik Çeşitlilik Konvansiyonu tarafından Küresel Biyoçeşitlilik Görünümü 5  ve WWF tarafından  Yaşayan Gezegen Raporu 2020   olmak üzere iki önemli rapor yayınlandı. Her ikisi de biyolojik çeşitlilikte görülen endişe verici düşüş oranını vurgulamakta ve küresel düzeyde kararlı ve acil eylem çağrısında bulunmakta. Doğanın dayanıklılığını, üretkenliğini ve ihtiyaçlarımızı karşılayabilirliğini etkileyen benzer endişe verici eğilimler Avrupa'da da gözlemlenmekte. Önümüzdeki haftalarda, AB Üye Devletleri tarafından bildirilen ayrıntılı verilere dayanarak, Avrupa'daki doğa durumuna ilişkin kapsamlı değerlendirmemizi yayınlayacağız.

Doğal alanları koruyarak ve eski haline getirerek ve sürdürülebilir bir gıda sistemine geçerek küresel düzeyde doğanın direncini artırmak, muhtemelen zoonotik hastalıklarla ilişkili riskleri azaltmakla kalmayacak, aynı zamanda uzun vadeli refahımızı da garanti edecektir.

İklim belirsizliğinde faktöring

Fosil yakıtlar, ormanlar ve arazi dahil olmak üzere doğal kaynakları kullanma şeklimiz ve oranımız aynı zamanda iklim değişikliğinin merkezindeyer alıyor. ABD'deki son orman yangınlarından Alplerdeki eriyen buzullara kadar, iklim değişikliğinin etkileri şimdiden yıkıcı oldu. Küresel sera gazı emisyonlarını büyük ölçüde azaltmayı ve değişen iklime uyum sağlamayı başaramazsak, toplumumuzu ve ekonomimizi etkileyen çok daha şiddetli şoklarla karşı karşıya kalacağız.  COVID-19 ile hava kirliliği örneklerinde olduğu gibi, bazılarımız bundan daha fazla etkilenecek.

COVID-19, bir toplum sağlığı krizinin yanı sıra derin bir ekonomik krizi de tetikledi. Bunun üzerine, Avrupa Birliği ve Üye Devletler ekonomik iyileşme planlarını uygulamaya koyuyorlar.

Asıl sorulması gereken soru şu: Bu mevcut krizden, gelecekte başka krizlerin (çevre, iklim, ekonomi ve toplum sağlığı) meydana gelmesini önleyecek şekilde nasıl kurtulabiliriz?

Dayanıklı, adil bir toplum ve yeşil bir ekonomi inşa etmek

Sokağa çıkma kısıtlaması önlemleri, Avrupa'daki yaşam biçimine büyük ve ani değişiklikler getirdi. Yoldaki araç sayıları azaldı ve ticari uçuşların neredeyse hepsi sona erdi. Birçok etkinlik çevrimiçi ortama taşındı ve bu durum mobiliteye olan ihtiyacı daha da azalttı. Çevre üzerindeki etkiler çok açıktı. Şehirlerdeki hava kalitesi haftalar içinde iyileşti. Kısıtlamalar kaldırıldıkça ve ekonomik faaliyet hızlandıkça, COVID öncesi seviyelere doğru kademeli bir dönüşü görmeye başladık.

COVID örneği, hızlı ve kararlı bir şekilde hareket eden ülkelerin, daha savunmasız gruplar da dahil olmak üzere genel olarak daha düşük enfeksiyon ve ölüm oranlarına sahip olduğunu gösterdi. Sokağa çıkma kısıtlaması önlemleri, kısa süreler içinde yaşam tarzlarında önemli değişiklikler getirdi, doğa üzerindeki baskıları azalttı ve dijitalleşme birçok yeni çözüm sunabilir. Benzer şekilde, üretim ve tüketim sistemlerimizde köklü değişimi tetikleyen kararlı eylemler gerçek bir fark yaratabilir.

Avrupa'nın uzun vadeli politika hedefleri, Avrupa Yeşil Anlaşması   ve ona bağlı strateji ve eylem planlarında tanımlanmıştır. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in Birliğin Durumu hakkındaki konuşması , Avrupa'nın bu hedeflere olan bağlılığını yeniden teyit etmekle kalmayıp iklimle ilgili hedeflerini de daha ileriye taşımıştır. Bu hedeflere adil bir dönüşüm ile; iklim hedefleri ve eşitsizlikler ile sosyal adalet meselelerine dair eylemlere eşit düzeyde destek vererek ulaşılacaktır.

Önümüzdeki aylar, kurtarma ve yatırım planlarının belirlenmesinde kritik öneme sahip olacak. Bu tartışmalara katkıda bulunmak için, uzman bilgilerini ve fikirlerini daha geniş kitlelere ulaştırmayı amaçlayan bir dizi çevrimiçi tartışma   organize ediyoruz.

Değişim bir şekilde gerçekleşecek. Bu yoldaki her kararın bizi sürdürülebilirliğe bir adım daha yaklaştırdığından emin olmalıyız.

Hans Bruyninckx

AÇA İcra Direktörü

Röportaj, Eylül ayında AÇA Bülteni’nin 03/2020 sayısında yayınlanmıştır

Permalinks

Geographic coverage

Temporal coverage

Topics

Etiketler

kategorileri:
kategorileri: european green deal
Belge İşlemleri