sonraki
önceki
öğeler

Article

Röportaj: Sosyal açıdan adil bir geçiş nasıl sağlanır?

Dili değiştir
Article Yayınlandı 25.05.2023 Son değiştirilme 29.08.2023
7 min read
Avrupa Yeşil Mutabakatı, daha modern, kaynakları verimli kullanan ve rekabetçi bir ekonomi yaratma hedefinde kimseyi geride bırakmamaya ve adil bir geçiş sağlamaya önem vermektedir. Sosyal açıdan adil bir geçiş pratikte ne anlama geliyor? Eurofound'da araştırma müdürü olarak görev yapan Jorge Cabrita ile konuştuk.

Eurofound'un misyonu nedir?

 

Avrupa Yaşam ve Çalışma Koşullarını İyileştirme Vakfı (Eurofound), sosyal, istihdam ve çalışma koşulları  ile ilgili daha iyi politikaların geliştirilmesine yardımcı olmak amacıyla bilgiler sağlayan üç taraflı bir AB ajansıdır. Üç taraflı olmamız işçi, işveren ve hükümet temsilcilerini bir araya getirdiğimiz anlamına gelmektedir.

Eurofound, Avrupa'da daha iyi yaşam ve çalışma koşullarının planlanması ve tasarlanması çalışmalarına katkıda bulunmak amacıyla 1975 yılında kurulmuştur. Vakfımızınyeni kuruluş tüzüğü 2019 yılında yürürlüğe girmiştir.

 

Eurofound’da hangi alanlarda görev yapmaktasınız?

 

Eurofound’da 2009 yılından bu yana görev yapmaktayım. Avrupa çapında çalışmalar, anketler ve yayınların planlanması , koordine edilmesinden, yönetilmesinden ve çalışma koşulları ve endüstriyel ilişkiler konulu tartışmalara, konferanslara, seminerlere ve çalıştaylara katılım yoluyla bulguların yaygınlaştırılmasını teşvik etmekten sorumluyum.

Diğer çalışmaların yanı sıra, Eurofound'un Avrupa Çalışma Hayatı Gözlemevi ve uzun süredir devam eden Avrupa Çalışma Koşulları Anketi ile ilgili çeşitli faaliyetlerden sorumluyum.

Başlıca araştırma alanlarım arasında, çalışma koşulları ve iş kalitesi, çalışma süresi ve iş-yaşam dengesi, çalışanların sağlığı ve refahı, toplumsal cinsiyet eşitliği ve iş yeri konuları yer alıyor. Son zamanlarda ilgi alanımı, iklim değişikliği ve iklim politikalarının iş kalitesi ve sürdürülebilir çalışma üzerindeki sonuçları da dahil olmak üzere, karbon-nötr bir ekonomiye geçişin sosyo-ekonomik etkilerini kapsayacak şekilde genişletmiş bulunmaktayım.

 

Eurofound'un çalışmaları sosyal açıdan adil bir geçişi nasıl destekliyor?

 

Herkes için sosyal açıdan adil bir geçişi şekillendirebilecek ve uygulayabilecek politika belirleyicilere ve karar alıcılara destek sağlamanın Eurofound'un DNA'sının temel taşlarından biri olduğunu söyleyebilirim.

Eurofound, çalışma koşulları ve sürdürülebilir iş, endüstriyel ilişkiler, iş gücü piyasasındaki değişiklikler, yaşam kalitesi ve kamu hizmetleri konularında bilgi, tavsiye ve uzmanlık sağlamaktadır. Bu bilgiler, AB kurumlarına, Üye Devlet hükümetlerine ve AB ve ulusal düzeydeki sosyal ortaklara, etkili ve duyarlı sosyal ve istihdam politikaları şekillendirmelerine yardımcı olmak üzere aktarılır.

Buna ek olarak, Eurofound'un üçlü yapısı —tüm AB Üye Devletlerinin hükümet, işçi ve işveren temsilcilerinden (sosyal ortaklar) oluşan bir yönetim kuruluna sahip olması— karşılaştırmalı bilgi, araştırma ve analiz temelinde AB genelinde sosyal diyaloğu kolaylaştırma ve teşvik etme kabiliyetini arttırmaktadır. Eurofound, adil bir geçişin ne olduğunun, buna katkıda bulunan ana faktörlerin neler olduğunun ve bunu başarmak için neler yapılabileceğinin daha iyi anlaşılmasını destekleyen araştırmalar yapmayı sürdürecektir.

 

Şu anda adil bir geçişin gerçekleşmesinin sağlanmasında karşılaşılan en büyük zorluklar nelerdir?

Adil bir geçiş fikri, iklim değişikliğiyle bağlantılı genel hedeflere ulaşmak için gerekli değişikliklerin toplumlarımızın tüm üyelerini eşit şekilde etkilemeyebileceği gerçeğinden kaynaklanmaktadır. Karbon-nötr bir ekonomiye adil bir geçiş, çalışanların, ailelerinin ve içinde yaşadıkları toplulukların geleceklerinin ve geçim kaynaklarının güvence altına alınması anlamına gelmektedir. Bu, geçiş sürecinde 'hiç kimsenin geride bırakılmamasını' sağlama taahhüdüyle ilgilidir. Bu başlı başına büyük bir zorluktur, ancak adil bir geçişin sağlanmasıyla ilgili pek çok zorluk vardır.

 

Somut örneklerden bazıları nelerdir?

Eurofound’un araştırması, karbon vergileri gibi çeşitli politikaların sera gazı emisyonlarının azaltılması açısından olumlu etkilere sahip olabileceğini, ancak aynı zamanda geriletici dağılımsal etkilere sahip olduğunu göstermiştir. Bu da bu etkilerin en çok düşük gelirli hanelere zarar verme eğilimi taşıdıkları anlamına gelir ki bu da yeni sosyal eşitsizlikler yaratabilir ya da mevcut eşitsizlikleri daha da kötüleştirebilir ve gerekli politikalara karşı 'antikorlar' oluşturabilir.

Buradaki zorluk, istenmeyen sosyal etkileri dikkate alan, kazan-kazan anlayışına dayalı sosyal-iklim alanındaki olumsuz etkileri azaltmaya dönük politika bileşenlerinin bulunmasıdır. Bu politikalar sera gazı emisyonlarını azaltırken sosyal eşitsizlikleri de azaltmalıdır. Bu bağlamda, sürdürülebilir ve daha uygun fiyatlı toplu taşıma sistemlerine ve aktif hareketliliğe yatırım yapmak ve evlerinin enerji verimliliğini artırmak için enerji verimlilikleri daha düşük durumda olanları desteklemek örnek olarak verilebilir.

Daha fazla bilgi için: AÇA ve Eurofound'un ortak brifinginde "Avrupa'daki düșük karbonlu enerji politikalarının sosyal zorluklarını araştırın"

 

Bununla ilgili bir zorluk da, çeşitli kurumların ve bakanlıkların iklim politikalarının uygulanması ve etkileri hakkında bilgi alışverişinde bulunduğu ve farklı perspektiflerden politikalar arasında bütünlük aradığı "tam kapsamlı hükümet" yaklaşımının benimsenmesini sağlamaktır. Araştırmamız, ilgili devlet kurumlarının ulusal iklim planlarının geliştirilmesi çalışmalarına her zaman dahil olmadıklarını ve bunun daha önce bahsedilen türden istenmeyen etkilere yol açabileceğini göstermiştir. Farklı kurumlar arasında sağlanacak açık ve kapsamlı  iletişim ve çeşitli bakış açılarının uyumlaştırılması bu sorunu telafi etmeye yardımcı olabilir.

 

Bu konuda en büyük fırsatların nerede olduğunu düşünüyorsunuz?

Adil bir geçiş bağlamında, ülkelerin, bölgelerin ve sektörlerin mevcut sosyal diyalog yapılarını ve sistemlerini, çözümlere en başından doğru bir şekilde ulaşmaları bakımından en büyük fırsatlardan biri olarak görüyorum.

İşverenler ve işçiler ya da onları temsil eden örgütler arasındaki müzakereler, istişareler, ortak eylemler, tartışmalar ve bilgi paylaşımlarını içeren iyi işleyen bir sosyal diyaloğun, ekonomik kalkınma ve sosyal uyumun şekillendirilmesinde kilit rol oynadığı kanıtlanmıştır. Öyle ki, geçişi yumuşatmayı amaçlayan uluslararası, ulusal, bölgesel ve şirket düzeyinde çok sayıda girişim örneği halihazırda mevcuttur.

Ancak, işçi ve işverenlerin katılımı sosyal açıdan adil geçişlerin sağlanması için yeterli olmayabilir. Son araştırmalarımızda tespit ettiğimiz üzere, yerel ve bölgesel toplulukların, bölgesel çalışma gruplarının ve komitelerin, ilgili sivil toplum kuruluşlarının, akademik çevrelerin ve benzerlerinin de sürece dahil edilmesi gerekmektedir. Geleneksel olarak işçi ve işveren müzakereleri ve eylemleriyle bağlantılı olan sosyal diyalog kavramını ve deneyimini sürdürülebilirlik alanını da içine alacak şekilde genişleterek, adil bir geçişin zorluklarının, geçişten gerçek anlamda etkilenen kesimlerin veya temsilcilerinin hem bir koltuğa hem de bir söz hakkına sahip olduğu bir masa etrafında kapsamlı bir şekilde tartışıldığını hayal edebiliriz.

Sosyal diyalog uygulamalarının ve deneyiminin AB genelinde eşit derecede gelişmiş olmaması bunu başarmanın önündeki önemli bir engeldir. Ancak belki de şu anda karşı karşıya olduğumuz varoluşsal tehdit, sosyal diyalog konusunda deneyim sahibi olanlardan bir şeyler öğrenmek ve geçiş için en etkili ve adil çözümleri bulmak üzere sosyal diyaloğun kapsamını genişletmek için bir fırsattır.

 

Eurofound'un bir kurum olarak sürdürülebilirlik konusundaki taahhüdü nedir?

Benim bakış açıma göre Eurofound, bir AB ajansı olarak sürdürülebilirlik konusunda iki yönlü bir taahhüde sahiptir. Eurofound, bir yandan çalışmaları aracılığıyla, ekonomik sistemlerimizin, iş gücü piyasalarımızın ve genel olarak toplumlarımızın sürdürülebilirliği ile alanlara  en son teknolojilere dayalı araştırmalar ve bilgi birikimiyle katkıda bulunmaktadır.

İnsanların uzun bir çalışma yaşamı boyunca işe bağlanmalarını ve işte kalmalarını destekleyen yaşam ve çalışma koşullarına ulaşılmasını içeren sürdürülebilir çalışma fikri etrafında yürüttüğümüz faaliyetler, söz konusu taahhüdün iyi bir örneğidir.  Sürdürülebilir çalışma, sürdürülebilirliğin çevresel, ekonomik ve sosyal ayaklarından oluşan geleneksel üçlüyle güçlü bir şekilde bağlantılı bir hedeftir.

Öte yandan, bir kuruluş olarak Eurofound, ç yürüttüğü faaliyetler ve girişimler yoluyla da kurum içerisinde ve dışında sürdürülebilirliğe katkıda bulunmaktadır. Eurofound'un AB Eko-Yönetim ve Denetim Programı (EMAS) şemsiyesi altında geliştirdiği ve yürüttüğü çevre politikası bunun iyi bir örneğidir.

Söz konusu politika, Eurofound'un çevre yönetimi ve iyileştirme ile sürdürülebilir kalkınmaya olan bağlılığını açıkça ifade etmekte ve pratikte eko-yönetim ve denetimler yoluyla uygulanmaktadır. Bu, personelin iyileştirmelerin belirlenmesi ve uygulanması süreçlerine dahil edilmesini ve standart bir dizi göstergeye dayalı çevresel performans ölçümlerinin düzenli olarak yayınlanmasını gerektirir.

 

Jorge Cabrita

Eurofound araştırma müdürü

Permalinks

Geographic coverage

Temporal coverage

Etiketler

kategorileri:
kategorileri: signals, signals 2022
Belge İşlemleri